TANDOĞAN UYSAL: Aydın Ayaydın’dan Fethiye Körfezi İçin Yapıcı Girişim: Doğa ve Esnaf Arasında Denge Arayışı

Muğla’nın çevre sorunları konusunda yıllardır duyarlı ve çözüm odaklı duruş sergileyen Aydın Ayaydın, bu kez Fethiye Körfezi’ndeki çekek yeri sorunu için önemli bir adım attı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum ile yaptığı görüşmede, hem körfezin korunması hem de bölge esnafının mağdur edilmemesi yönünde dikkat çeken bir yaklaşım ortaya koydu.
Körfezi Temizlemek Yetmez, Sosyal Adaletle Temizlemek Gerek
Fethiye Körfezi’ni yıllardır kirleten çekek yerinin, doğal çevreyi daha az etkileyecek Karaot bölgesine taşınması fikri, çevresel açıdan olumlu bir adım. Ancak Aydın Ayaydın bu konuda yalnızca doğayı değil, orada yıllardır çalışan imalathane sahiplerini de düşünerek, mağduriyet oluşmaması için kooperatif temelli ve diyalogla yürütülecek bir çözüm önerdi. Bu tutum, klasik “taşınsın gitsin” yaklaşımından farklı olarak, kapsayıcı ve uzlaştırıcı bir çizgi izliyor.
Aydın Ayaydın’ın Tarzı: Sessiz Çözüm, Gölgesiz Siyaset
Aydın Ayaydın’ın Sayın Bakan ile yaptığı bu görüşmeyi sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna duyurması, hem sürecin şeffaflığına katkı sağladı hem de yerel halkın taleplerinin Ankara’ya ulaştığını gösterdi. Sert çıkışlar yerine akılcı önerilerle ilerlemeyi tercih eden bir siyasi kültürün temsilcisi olarak, bu yaklaşımı hem yerel halk hem de çevreciler nezdinde takdir topluyor.
Fethiye Körfezi Yalnızca Mavi Değil, Ortak Bir Sorumluluktur
Bugün yaşanan sorun yalnızca Fethiye’nin değil, tüm Muğla’nın ve Türkiye’nin çevresel duyarlılığıyla ilgilidir. Aydın Ayaydın’ın gösterdiği çaba, merkezle yerel arasında köprü kurma girişimidir. Bu tür yapıcı temaslar sayesinde doğa korunabilir, üretici yaşatılabilir ve kamu vicdanı rahatlatılabilir.
Ne Doğa Feda Edilsin Ne Emek
Sayın Bakan Murat Kurum’un kabulleri ve Aydın Ayaydın’ın halkı merkeze alan vizyonuyla, Fethiye Körfezi’nde doğru planlama yapılırsa, buradan hem doğa kazanarak çıkar hem de alın teri döken küçük üretici.
Bu nedenle bu süreci yakından takip etmeye, destek vermeye ve gerektiğinde yapıcı eleştirilerle katkıda bulunmaya devam etmek hepimizin sorumluluğu.