TANDOĞAN UYSAL: İstanbul Depremi ve Muğla’nın Tehlikeli Çıkmazı

Bodrum, Marmaris ve Fethiye İkinci Bir İstanbul mu Olacak?
İstanbul’da son yaşanan depremler, şehirde yaşayan milyonlarca insanın kaygılarını artırdı. Bu kaygılar, özellikle İstanbul’da evini satıp daha güvenli gördükleri bölgelere, özellikle de Muğla’nın sahil ilçelerine yönelmelerine sebep oldu. Bodrum’un başını çektiği bu büyük ilgi dalgası, Marmaris, Fethiye, Datça gibi sahil ilçelerini de kapsıyor.
İlk bakışta bu hareketlilik, Muğla ekonomisi için cazip bir gelişme gibi görünse de, kontrolsüz bir göç bölge için büyük bir tehlike barındırıyor.
Bugün, geçmişi bilenler nasıl eski Bodrum’un, eski Marmaris’in, eski Fethiye’nin özlemini derin bir “ahh” çekerek anıyorsa, şimdiki genç nesil de birkaç on yıl sonra bugünkü cennet köşeler için aynı pişmanlığı yaşayacak.
Muğla’nın Geleceği Plansızlığa Kurban Gitmemeli
Bugün yaklaşık 20 milyonu aşan İstanbul nüfusunun deprem korkusuyla Muğla’ya yönelmesi, bölgede plansızlık ve altyapı yetersizlikleri açısından ciddi bir kriz doğurabilir. Şu an için bakıldığında cennet gibi olan bu sahil ilçeleri, aşırı nüfus yükü ve düzensiz yapılaşma ile kısa sürede yaşanmaz bir hale gelebilir.
Evet, bu ani nüfus artışı bazıları için ciddi bir rant fırsatı yaratacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki, kontrolsüz gelişen her şehir, uzun vadede kendi geleceğini tüketir. Bugün kazanılan maddi getiriler, yarın hepimizin kaybettiği bir doğa, bir yaşam kalitesi ve bir kültürel miras anlamına gelir.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne Tarihi Sorumluluk Düşüyor
Bu yüzden buradan özellikle Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’a çağrı yapmak gerekiyor:
Muğla ve ilçelerine yönelik deprem kaynaklı göç dalgasına karşı şimdiden planlı ve programlı bir şehirleşme stratejisi geliştirilmelidir.
• Nüfus sınırları belirlenmeli,
• Altyapı projeleri hızlandırılmalı,
• Koruma altına alınacak bölgeler kesin çizgilerle tespit edilmeli,
• Yeni yerleşim alanları için sürdürülebilir mimari ve şehircilik ilkeleri uygulanmalıdır.
Eğer bugünden önlem alınmazsa, sadece Bodrum, Marmaris ya da Fethiye değil, tüm Muğla, ikinci bir İstanbul kaosu ile karşı karşıya kalabilir.
Eğer akıllı davranırsak;
Muğla’nın doğal ve kültürel zenginliklerini koruyarak gelecek kuşaklara bırakabiliriz. Aksi halde hep birlikte, bir zamanların cennetine elveda demek zorunda kalırız.