TANDOĞAN UYSAL: BODRUM’UN YÜZÜNE SAHİP ÇIKMAK

0



Beyaz Evler, Mavi Pencereler ve Bir Kentin Kaderi

Bir Kente Ruh Veren Miras: Bodrum Mimarisi

Bodrum’un adı geçtiğinde gözlerimizin önünde beliren o eşsiz görüntü – beyaza boyanmış taş evler, mavi panjurlar, begonvillerle süslü dar sokaklar – sadece bir kartpostal güzelliği değil; bir yaşam kültürü, bir kimliktir. Bu mimari doku, Bodrum’un geçmişten bugüne taşıdığı ruhun en somut ifadesidir. Ancak son yıllarda, bu eşsiz miras hızla göz ardı ediliyor, geleneksel yapıların yerini yüksek duvarlar, koyu renk cepheler ve İstanbul’dan esinlenmiş mimari tercihler alıyor.

İşte bu noktada, kentin yöneticilerinin ve siyasetçilerinin mimariye dair yaklaşımları büyük önem taşıyor. Bodrum’un geleceğini şekillendirecek en önemli etken, mimarisine sahip çıkıp çıkamayacağımızdır.

Tamer Mandalinci: Beyazın ve Kimliğin Savunucusu

Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, mimar kimliğiyle göreve gelirken verdiği sözleri bir bir hayata geçiriyor. Göreve geldiği günden bu yana, Bodrum’un geleneksel mimarisine uygun olmayan yapılara iskan verilmediğini açıkça belirtti. Özellikle son aylarda yaygınlaşan antrasit renkli binalara karşı açık bir tavır alarak “İlle de Bodrum beyazı” dedi ve belediye olarak Bodrum genelinde beyaz boya dağıtarak sembolik ama güçlü bir mesaj verdi.

Yalnızca estetik değil, Bodrum’un hafızasını da koruma hedefiyle hazırlanan yeni tabela yönetmeliği, kentteki görsel karmaşayı azaltmayı ve Bodrum’un mimari ruhunu yeniden öne çıkarmayı amaçlıyor.

Mandalinci ayrıca çok önemli bir adım daha atmaya hazırlanıyor: Yakın zamanda Bodrum’daki tüm mimarları bir araya getirecek geniş çaplı bir toplantı düzenleyecek. Bu buluşmada, Bodrum’un mimari geleceği masaya yatırılacak; gelenekle modernliği buluşturan, yerel değerlere sahip çıkan bir yol haritası oluşturulacak. Bu toplantı, mimarlık mesleğinin yerel kent kimliğindeki rolünü güçlendirecek tarihi bir fırsat olabilir.

Tayyar Şafak: Ranta Karşı Geleneksel Değerlerin Savunucusu

MHP Bodrum İlçe Başkanı Tayyar Şafak da benzer bir hassasiyet taşıyor. Her ay Bodrum Belediye Meclisi’nde bu konuyu gündeme getirdiğini vurgulayan Şafak, İstanbul’dan ithal edilen “rant odaklı mimari” anlayışının Bodrum’a zarar verdiğini dile getiriyor. Şafak’a göre Bodrum, bu kimliksizleşme karşısında savunmasız kalıyor. Ayrıca, Bodrum Mimarlar Odası ile bu konuda yeterli bir diyaloğun olmamasını da eleştiriyor.

Şafak’ın bu çıkışı, konunun siyasi bir tartışma değil, Bodrum’un ortak geleceği adına sahiplenilmesi gereken bir mesele olduğunun altını çiziyor. Farklı siyasi duruşlara sahip iki başkanın aynı konuda kaygı taşıması, Bodrum’un mimari değerlerinin herkesin ortak hassasiyeti olduğunu gösteriyor.

Bir İstanbul Daha Yaratmayalım

Neden insanlar Bodrum’a geliyor? Betonlaşmış, kalabalıklaşmış İstanbul’dan kaçıp Bodrum’un doğasına, beyaz evlerine, küçük pencerelerine ve mavi çerçevelerine sığınıyorlar. Eğer Bodrum da aynı yola girerse, bu kentin farkı, cazibesi, ruhu kaybolur.

Bodrum, yalnızca doğasıyla değil, mimarisiyle de bir dünya markasıdır. Bu kimliği korumak bir tercih değil, tarihi ve kültürel bir sorumluluktur.

Mimari Gelecek Ortak Akılla Şekillenir

Bodrum’un her beyaz duvarı, her taş yapısı, her mavi çerçevesi bir bellektir. Bu belleği korumak için farklı görüşlerdeki siyasetçilerin, mimarların, yurttaşların bir araya gelmesi şarttır. Tamer Mandalinci’nin attığı adımlar bir temel oluştururken, Tayyar Şafak’ın eleştirileri bu sürecin daha geniş katılımla ilerlemesi gerektiğini gösteriyor.

Yakında yapılacak büyük mimarlar toplantısı, Bodrum’un mimari ruhunu yeniden tanımlamak ve korumak için çok değerli bir başlangıç olabilir.

Bodrum’un geleceği, geçmişine ne kadar sadık kalınacağına bağlı. İkinci bir İstanbul yaratmak yerine, Bodrum’u Bodrum yapan değerleri yaşatmak en doğru yoldur. Çünkü bir kenti güzelleştirmek, onu olduğu haliyle korumakla başlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir